Bir Şiiri Olmalı İnsanın; Okuyup Seveceği…

En sevdiğim şiiri sizinle paylaşmak istedim. Sözleri ayrı hüzün verir, şairinin hayatı ayrı.

“Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar.”

“Adını Vera koyduğumuz çocuklar büyütecekti çiçekleri.”

Vera Benim

“Hiç söylenmemiş sözler söylemeli,
El değmemiş, duru sözler sevdiğim için.
Sevdiğim!..

Şehir giysilerini kıskanır,
Ve bu yüzden bürünür geceye.
Güneş gözlerinden beslenir,
Ve saçlarını kollar görmek için.

Sensizken, şehrin boş meydanlarında yürüdüm.
Kalın puntolarla,
İri laflar ettim,
Öfkemi saldım,
İri dişli postallar üzerine.

Sevdiğim…
Vera!..
Hangi çocuğu okşadın?..

Ellerinde gülden kokular,
Dilinde aşk nağmeleri.

Söylesene Vera,
Hangi çocuğun adını andın?..

Sahi Vera,
En son ne zaman görmüştük senayı?
Hatırlasana deli kız sana emanet etmiştik o bombaları!

Sevdiğim!..
Bak;
Umut kan pıhtısı rengine döndü.

Sen Vera,
Filistin’den geçerken sakın eteklerini toplama.
Biraz kan bulaşmış şekilde çık karşıma.

Ve sakın unutma;
O ilk çocuğumuzdur.
Asırlardır dillerde olan Leyla’dır.

Meryem’in suskunluğunda can bulan gözleri vardı Züleyha’nın,
Daha düşmeden, kirli kelimeler diyarına…

Bilir misin Vera, bu kaçıncı çocuk?
Bu kaçıncı kertik yüreğe atılan?..

Artık eskisi gibi değil, daha da sancılı.
Artık daha da sancılı.

Asırlardan uzat ellerini Vera,
Ellerini bulur ellerim bir Grozni Kuşatması’nda.

Dağları görüyor musun Vera?

Her bir dağa bir çocuğumuzun adını koymuşlar:
Murat’ım, Metin’im, Berat’ım…

Hani omuz omuza vermiştik ya bir namaz kıyamında,
Hani beraber açmıştık orucumuzu,
Kimi Marmara’da, kimi Yıldız’da.

Koş Vera koş!
Ülkemin sürgün yerlerine koş!..

Ağlama deli kız, ben ağlarım..
Seni böyle görmemeli,

Her okul kapısında türkümüzü söyleyen kızlarımız.

Ve annelere de söyle, sakın ağlamasınlar.
Ve onlara sakın ölüler demesinler!

Söylesene Vera,
Çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpece değildir?

Öfkemiz taş doğursun Vera,
Taş doğursun…
Yüreklerimizi söksün yerinden.

Bak her tarafta elleri sapanlı Ebabil’ler,
Ebrehe’nin tanklarına kan kusturur.

Şimdi Firavun’u boğan Kızıldeniz’i Ağlama Duvarı’nın önünde görüyorum.

Ki asa değil Musa’nın elindeki; çağın sökülmüş kalbidir.

Bir şubat gecesi kaybettik esrarımızı Vera,
Kendimizi odalarımızda bulduk,
Postallı korkularımızla.

Söylesene Sevdiğim…
Hangi rengini çaldılar gökyüzünden?..

Bak; zulüm, Çin Seddi’ni aştı.

Aaaah Sevdiğim!..
İçimizdeki Musa’lardan ne haber vardır?
İbrahim’lerden, Yusuf’lardan…

Yoksa Musa’yı Kızıldeniz’de yalnız mı bıraktık?
Kendi ellerimizle mi verdik İbrahim’i Nemrut’lara?

Şimdi hangi kuyudan gelmede Yusuf’un sesi?

Unutma Vera’m!..
Filistin’de doğan her çocuk, ilkin annelerinin göğsüne;
Sonra yerdeki taşlara uzanırlar.
Neredesin!
Ey İsmail’in boğazındaki merhamet,
Üzerimizdeki bu acıyı kaldır!
Ya Ebabil’leri gönder ya bizi de oraya aldır!..
Her taraftan bana yönelir seni arayan sesim:

Vera benim, Vera benim…”

Numan ARIMAN

Yorum bırakın