Onlar sizin çocuklarınız değiller, anlayın artık şunu!

Anladım ki insanlar gardiyan olmaktan zevk alıyorlar. Bir kuşu, minicik bir canı küçücük bir kafese hapsetmek de ne demek? Kanatlarını çırpamadan, sevgi görmeden… Peki suçu ne idi onun? Kuş olarak dünyaya gelmek mi? Tatlı ve minicik olması mı? Suçu ne idi de onu hapsetme gereği duyduk?

Kafes kuşu diye bir şey yoktur. Tıpkı ev kedisi ya da süs köpeği de olmadığı gibi. Onlar sizin çocuklarınız değiller, anlayın artık şunu! Onları sırf kendi zevk ve eğlenceleriniz için kullanamazsınız! Onlara doğum günü partisi yapamazsınız! Çok mu yalnızsınız? Sıkılıyor musunuz? Evde bir ses mi olsun istiyorsunuz? Şuna emin olun ki bunun çözümü “evcil” hayvanlar değiller. Onlar da bizler gibi can taşıyorlar. Onları kendi habitatlarından koparıp kendi habitatınıza uyum sağlamaya zorlayamazsınız.

Bazen bir karga olmak istiyorum. Ne kadar da şanslılar. Eminim hapsedilen kuşlar da karga olmak isterlerdi. Kimse onları, seslerini sevmez. Kimse onları evinde beslemek istemez. İnsanların “görsel” ve “işitsel” zevklerine hitap etmeyen güçlü ve zeki varlıklardır.

Keşke bu söylediklerimi anlasanız, anlamaya çalışsanız.

Kuşlardan bile korkan kediler, uçamayan, özgürlüğü tatmayan kuşlar, şekilden şekle sokulan köpekler…

Neden onların yaşamını kendi yaşamınıza bağlıyorsunuz? Pekala sizsiz de yaşayabileceklerken artık bir insana bağımlı oluyorlar. Yapmayın dostlar, bu vebali kaldıramazsınız!

Özgürlüğüne engel olduklarınızın, sıkılıp sokağa attıklarınızın, şiddet uygulayarak vahşileştirdiklerinizin bir gün sizden hesabı sorulacak.

Birkaç gün önce Twitter hesabımdan, avucumda yem yiyen bir kuş fotoğrafı paylaşmıştım. Sakın yanlış anlamayın, gücüm yetseydi onu asla aldırtmazdım. Tıpkı şu an gücümün yetmediği ve o kafesten dışarı çıkmasını sağlayamadığım gibi.

Benim büyüyünce olmak istediğim şey gardiyan değildi. Eminim sizin de öyle.

Yorum bırakın