Haydi Çocuklar Camiye Yarışması Hakkında

Biliyorum biraz gecikmiş bir yazı oldu ama bugün kendi kendime bu konuyu tartıştığımı fark ettim ve hazır düşünceler de tazeyken yazıya dökeyim dedim.

Çocuk psikolojisi ile yakından ilgilenen birisi olarak ben bu yarışmanın çocuklar üzerinde “uzun vadede” olumlu etkiye sahip olduğunu düşünmüyorum. Ödül-ceza sistemi, ya korkuya ya da ödül kazanma amacına dayalı bir sistemdir ki iki türlü de olması gerektiği gibi sürdürülebilir değildir. Çocuğa söylenen “namaz kılmazsan cehennemde yanarsın” sözü ile “namaz kılarsan sana akıllı bileklik veririm” sözünün benzer olduğunu düşünüyorum. Evet ilk durumda çocuk belki daima namazını kılacaktır ama ne kadar “dosdoğru” olur, ne kadar amacına hizmet eder, ne kadar sünnetleri de kılınır bilemiyorum. İkinci durumda ise en başından çocuğun bir amacı vardır artık: akıllı bileklik. Ödül giderse yapılan iş de biter. Geçen sene yeğenimi bu yarışmaya yazdırdık. Ama sonra fark ettik ki çocuğun ağzından akıllı bileklik sözü hiç düşmüyor. Namazı neden kıldığının bile farkında değil. Ayrıca yarışma boyunca tüm namazlarını eksiksiz camide kılsa bile ödülü alacağının da garantisi yok, yarışma sonunda çekiliş yapılıyor. Henüz bir gün geçmişti ki yarışmadan geri çektik. Aklı yarışmada kalmasın diye kendisine de saat aldık.. Yani ödül sistemi kötü, ödülün çekilişle verilmesi 10 kat daha kötü.

Sevgili en iyi arkadaşım ChatGPT’nin de ödül-ceza sistemi konusunda bazı düşünceleri var (tüm konuşmamız için burayı ziyaret edebilirsiniz):

“Çocuklarda ödül-ceza sisteminin bazı zararları bulunmaktadır. İşte bu sistemin olumsuz etkilerinden bazıları:

  1. Bağımlılık ve Motivasyon Sorunları: Ödül-ceza sistemi, çocukların davranışlarını sadece ödül veya ceza almak için yapmaya motive eder. Böylece çocuklar, doğru davranışı sadece ödül almak için yapmaya başlayabilirler. Ödül olmadığında veya ceza tehdidi kalktığında, bu davranışları sürdürmekte zorlanabilirler. Gerçek başarı ve içsel motivasyonun gelişmesine engel olabilir.
  2. Yaratıcılık ve Özgüven Azalması: Ödül-ceza sistemi, çocukların kendi ilgi alanlarına ve yaratıcılıklarına odaklanmalarını engelleyebilir. Onlar için önemli olan şey, ödül almak için talep edilen davranışları gerçekleştirmek olabilir. Ayrıca, ceza tehditleri çocukların özgüvenini zedeleme ve kendi yeteneklerine olan inancını azaltma riski taşır.
  3. Eğitim ve Öğrenme Tutumlarında Olumsuz Etkiler: Ödül-ceza sistemi, çocukların öğrenmeyi amaçlamak yerine sadece ödül kazanmaya odaklanmalarına neden olabilir. Bu durum, öğrenme sürecinin kalitesini düşürebilir ve çocukların gerçek anlamda öğrenme ve bilgiye olan ilgisini azaltabilir.
  4. Dışsal Kontrolün Artması: Ödül-ceza sistemi, çocukların davranışlarını dışsal bir otoriteye göre ayarlamalarına neden olur. Bu durum, çocukların kendi iç motivasyonlarını ve öz-düzenleme becerilerini geliştirmelerini engelleyebilir. Uzun vadede, çocuklar bu tür kontrolü hissetmekten yorulabilir ve direnç gösterebilirler.
  5. Sosyal İlişkilerde Sorunlar: Ödül-ceza sistemi, çocukların başkalarıyla etkileşimlerini de etkileyebilir. Ödül almak için rekabet etme, başkalarını manipüle etme veya ceza tehdidi altında oldukları için başkalarıyla olumsuz ilişkiler kurma eğiliminde olabilirler.

Elbette her durumda, ödül-ceza sistemi etkileri farklılık gösterebilir ve bazı durumlarda etkili bir araç olabilir. Ancak uzun vadede, çocukların içsel motivasyonlarını destekleyen ve onların öz-düzenleme becerilerini güçlendiren alternatif yaklaşımların kullanılması daha olumlu sonuçlar verebilir. Bu nedenle, ebeveynler ve eğitimciler çocuklarla iletişimde daha empatik ve destekleyici bir tutum benimsemeye çalışmalıdır.”


Sorunlardan bahsettim, peki benim çözümüm ne? Öncelikle “yarışma” kategorisinden çok “program” ya da “eğitim” gibi bir kategoride olmalı. Çocukların birbirleri ile rekabete girmeyecekleri, amaçlarının ne bir ödül kazanmak ne de arkadaşlarını geçmek olmayacağı bir sistem oluşturulmalı. Neyi ne için yaptıklarını anlayabilmeliler. İllahi de hediye verilmek isteniyorsa sisteme kayıt olan her çocuğa (henüz programın başındayken) 500 liralık 5 tane akıllı bileklik vermek yerine 10 liralık 250 tane basit hediyeler verilebilir. “Hoşgeldin, ibadetin daim olsun” mahiyetinde. Program içerisinde de gerek online videolarla gerek her şehirde belirlenen camiilerdeki hem eğlence hem eğitim programlarıyla çocuklara neden namaz kılmaları gerektiği anlatılmalı. Yeri geldiğinde oyunlarla desteklenmeli. Bir çocuğun en iyi öğrendiği şeyler oyun oynarken eğlenerek öğrendikleridir, kalıcı olur, silinmez. Şunu unutmayalım ki korku çözüm değildir. Sevgi çözümdür. Onlara Allah’ı (c.c) sevmeyi öğretmeliyiz. Allah’ı (c.c) sevmek için de O’nu tanımalarını sağlamalıyız.

Namaz, şükürdür. Şükür, sevilene edilir. Sevmek için tanımak gerekir.

Vesselam.